
Cin Ayet-i Aşk izle full
(2017)
Yönetmen:
Hikaye çok eskiye dayanıyor. Rivayetlere göre şu şekilde gelişiyor. Örnek bir karı koca olarak gösterilen Selim ve Elif, hep hayalini kurdukları köy evine yerleşmek için yola çıkıyorlar. Yolda geçirdikleri kaza başlarına gelecek belaların habercisi gibidir. Köye varan ve evlerinde dinlenmeye çekilen çift, doğa üstü varlıkların hedefi haline gelmiştir. Korkunç olayların yaşanacağı o ev çiftin hayatını alt üst edecektir.
Saçma sapan, üfürükten film. Her şey yanlış ve yetersiz iyi düşünülmemiş. Nasıl çekerler böyle filmleri bilmem ya da neden çekerler düzgünce ve mantıklı şekilde senaryo, bağlantılar ortaya konulmadan.
Filmin başlangıcı yine abartıyla başlıyor. Mutluluktan, neşeden, her şeyin olması gerektiği gibi olmasından geberen bir aile. Analar babalar eşler falan. Tüm bu masal ortamında şımartılmış nazlanıp duran bir kız falan. Kızlarını evlerinden uğurlayan ana baba; babanın eli annenin omuzundadır, kızları zaten çok mutlu bir evlilik yapmıştır. Yahu arkadaşa tiksindirmeyin adamı. Bir şeye de gerçek başlayın. Abartmayın bir şeyi de tuhaf tuhaf. Film başlarkenden saçmalıklar, gerçek dışı hikayeler zaten insanın yüzüne tokat gibi çarpıyor.
Doğuran kadın sahnesinde (hangi yüzyılda iseniz artık) gaz lambaları her yerde. İlk kızın ölümünden sonra 7 yıl geçmiş büyüdüğünü düşün ancak 25 sene falan eder. 25 sene önce elektriksiz yer yoktu neredeyse Türkiye’de. Ambiyans olsun diye mantık yok bilgi yok her şeyi hiçe sayarak kafana göre yap oh ne ala.
Hoca diyor ki: “Melekler insandaki aşkın büyüklüğü yüzünden ona secde ettiler” Yanlış. Melekler insana Allah böyle emretti diye itaat ederek secde ettiler. Saptırmanın garip garip manyakça ve yersiz diyaloglar uydurmanın anlamı yok.
Kızların telefonlar aniden gidiyor falan sonra da geldi mi diye bakma gereği bile duymuyorlar o kadar sakat duruma rağmen.
Yol bitiyor dalıyorlar önüne gelen ormana. Neden dalsınlar ki, yol çıkmıyor deyip gedi dönerler ve birilerine sormaya çalışırlar.
Gidiyorken sarı kız geride kaldığı halde nasıl onların önüne geçmiş ki sonra o ayakkabılarla falan anlamanın imkanı yok. Bö diye şaka yapıyor falan ne zaman geldi oraya ki o. Saçmalık.
Köyde kimse yok ne gezinip duruyorlar. Keşif mi yapacaklar. Kimse yok işte terk edilmiş çıkın .iktirin gidin yani. Birbirlerini kaybetmeler falan. Asla kaybetmezler. O tür yerlerde kimse ayrılarak gezmez. Erkek bile olsa yapmaz bunu. Bir gariplik var çünkü terk edilmiş insan yor ortada numune olsun. Bi’ biri bi’ öteki kaybolup duruyor. Sonra “oğlan çocuğu” tabir edilen kız kayboluyor. Ses yok iz yok. Bunlar telaşlanmıyor. Çünkü kız üstüne üstlük buradayım falan diye seslenmişken sesi kesiliyor kayboluyor. Tam bir delirme anı aslında. Oysa kızlar önceki halleriyle devam ediyorlar. Kaldı ki kız arabanın yanına gidiyorum demişti hemen arabanın yanına gelirler normal olarak oraya gitmiştir diye.
Hava kararıyor hala ordalar. Hava karardıktan sonra onlar asla orada gezemezler. Üç buçuk attırır insanı terk edilmiş yerler hava karardıktan sonra. Bunlar bir de ayrılarak dolaşıyorlar falan; imkansız, mantıksız hiç olası değil. Bunu yazarken insanda biraz gerçeklik duygusu olur, bir işin olurunu olmazını hesap eder de yapar. Tamam korku filmi falan da bir mantık zemini üzerinde, genel geçer düzeyde bile olsa doğru bir insan doğası üzerinde kurgulanması gerekiyor, bu anlamda söylüyorum doğru anlaşılsın.
Köy terk edilmiş ama sokak lambaları yanıyor.
Hava karanlık olmasına rağmen nasıl oluyorsa kızı çocuk sürüklemeden önce (galiba çocuk yapıyor bunu) kızın gölgesi düşüyor yani ormanda bir ışık var ne ışığıysa o. Ay ışığı desen öyle vurmaz. Filmin her yeri ayrı saçmalık.
Kız Kuran’ı bayağı bildiğin ezberden okuyor. O karanlıkta ormanda nasıl yazıyı görüp okuyabiliyor o zaten mümkün değil de, bir de çoğunu bakmadan okuyor. Daha sonra da yere düşünce devam ediyor ezberine. Hafız herhalde.
Kız yola çıkıyor araba durmuyor falan. Sonraki duruyor. Kızda hiç bir yaralanma, yara bere, boğuşma bile olmamasına rağmen, ambulansta görüyoruz. Neden? Bir yerden mi düştü? Günlerdir aç mı kaldı? Fiziksel olarak ne badire atlattı acba da öyle ambulansta yatacak hale geldi. Bir şeyi yoktu ki.
Baştan hoca kartal martal hikayesi anlattı şu bu. Sonra bir şey olmadı. Adam cine mi dönüştü ne oldu. Cinlere teslim etti bedeni desen irade hala kendinin o nasıl oluyorsa. Çünkü kızı istemeye devam ediyor hala yani adamın kendi iradesi ve istekleri ortada duruyor hala. Ne anlamı vardı ki bunun.
Kız cennetin kapısında bekleyeceğine söz veriyor. Nasıl veriyorsun bu sözü sen. Kimin oraya gidip gitmeyeceğine Allah karar verir. Nasıl bu kadar eminsin? Bu o kitabını okuduğun dine uymuyor bir defa. Ayrıca adam zaten cinlere karışmış yoldan çıkmış. Okuduğun ayette onun yerinin ateş olduğunu söylüyorsun zaten. Nasıl buluşacaksın ki onunla orada. Hadi diyelim sen iyi bitirdin hayatı cennetin kapısındasın iyi de herifin olayı bitmiş yani. Vücut tip kaymış cin mi ne .oksa artık bir tuhaf mahluka dönüşmüş işi bitmiş.
Abicim uzak durun. Böyle saçmalık yok. Böyle kifayetsizlik yok.
Yazan yöneten Ahmet Küçükkayalı zıçmış afedersiniz. Abuk subuk bir film. Vitaminsiz, kifayetsiz.